UEFA Avrupa Ligi’nde İspanya’nın Sevilla takımına 2-0 yenilen Fenerbahçe, tur umudunu İstanbul’da oynanacak ikinci maça bıraktı. Karşılaşmaya iyi başlayan Sarı-Lacivertliler, özellikle ilk yarıda birçok fırsatı cömertçe harcadı. 3-4 net gol şansını değerlendiremediler. Teknik direktör Jesus 4-4-2 dizilişi ile sahaya çıkardığı takımı ile farklı bir sistem denemişti. King’in kaçırdığı iki net gol pozisyonu ile Valencia’nın uzaktan kaleye attığı şut izleyenleri heyecanlandırdı. Son haftalarda sıkıntılı bir süreç yaşayan Sevilla, Fenerbahçe’nin önde baskı kurması sonucu bocaladı. Sevilla, ilk yarı bir tek şut attı. Kaleci Altay kornere gönderdi. Bunun dışında pozisyon bulamadılar. Bu yarı atılacak bir gol çok şeyi değiştirebilirdi. Son vuruş beceriksizliğini bu maçta da gördük. Açıkçası ilk yarı kaçırılan gol pozisyonları Fenerbahçe adına üzücü oldu. İkinci yarı oyun değişti. Ev sahibi takım baskıyı artırdı. Fenerbahçe savunması zorlandı. Altay’ın çıkardığı bir topun hemen ardından da gol geldi. Arao’ya çarpan top ağlara gidince, oyunda Sevilla’nın üstünlüğü de kendini gösterdi. Jesus, yorulan takımına hamleler yaparak enerji katmak istedi. Arao, Valancia ve Rossi yine uygun durumda son vuruşu yapamadılar. Bu beceriksizlik karşısında ister istemez Fenerbahçe’nin kaliteli bir golcüsünün olmadığı da anlaşıldı. Son anlarda yenilen ikinci gol, Sarı-Lacivertlilerin işini zora soktu. İstanbul’daki maç elbette büyük bir umut. Ancak, çok zor geçeceği ortada. Fenerbahçe’nin ikinci maçta bu kadar cömert davranma lüksü yok. Gerçekten, ilk yarıda oynanan oyun ve kaçan fırsatları görünce taraftarın üzülmemesi elde değil. Bir başka gerçek ise, Arda’nın bu maçta neden ilk 11 oynamadığı sorusu. Tam bir Arda maçıydı. Son 5 dakika oyuna girdi. Yine farkını gösterdi. Jesus, Arda’yı neden yok sayıyor anlamak mümkün değil. Sevilla’nın oyununu görünce, alınan yenilgiye şaşırdık açıkçası. Dileriz, ikinci maçta Fenerbahçe ilk yarı oynadığı güzel oyunu sergileyerek turu geçer.