Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

23/07/2019

Faiz indirimi önce ve en çok neye yarar?

Hem dünyada hem de Türkiye’de Gündemde faiz indirimleri var. Dünyadan faiz indirim haberleri geliyor. Asıl belirleyici olacak FED ise ay sonunda karar verecek. ABD Başkanı Trump ise FED’e bastırıyor.

FED faiz düşürülmesine düşürecek de, tartışma ve çekiştirme çeyrek puan ile yarım puan arasında gidip geliyor.

DÜNYA DA FAİZ İNDİRİYOR

-Yurt dışının faiz indirmesi şüphesiz ki, aynı yönde adım atması beklenen Türkiye’nin işini kolaylaştırıyor. Muhtemelen de Türkiye G20, OECD, gelişmiş ülkeler ve büyük ekonomiler içinde en çok faiz düşüşü yapabilecek alana sahip.

-Üstelik bu faiz indirimleridir ki, son zamanlarda gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerini güçlendirdi.

-Yabancıların net sermaye hareketleri haziran ortasından itibaren pozitif gelişme gösterdi ve bir aya yakın zamanda 562 milyon dolarlık net bazda sermaye girişi gerçekleşti.

PİYASA FAİZLERİ YOLU AÇTI

-Hazine gösterge faizi yüzde 20’nin altına indi ve dün yüzde 17.68’e geriledi.

-Yabancılarla yapılan swap işlemlerinin faizi de yine bu düzeylere yaklaştı.

-Kredi faizleri ise istenen hızda düşmüyor. 24 Mayıs’ta yüzde 28 olan TL ticari kredi faiz oranı 12 Temmuz’da yüzde 25.3’e indi.

MEVDUAT KIT

-Kredi faizlerinin aşağı gelmesini mevduat faizleri frenliyor. Çünkü kredilerin en büyük kısmı mevduatla fonlanıyor. TL kredileri TL mevduatın yüzde 136’sı düzeyinde. Yani toplanan mevduatın yüzde 36 kadar fazla kredi açılmış.

-Toplam krediler de toplam mevduatların 1 puan üzerinde seyrediyor. Sistem özellikle TL mevduat kıtlığı yaşıyor. Bankalar mevduata aşırı bağımlı hale geldi. Biç biri mevduat müşterisini kaybetmek istemiyor. -Buna paralel mevduat faizleri de haziran ortasında ortalama yüzde 22.94 düzeyinden 12 Temmuz itibariyle 21.85’e inebildi.

KREDİ FAİZİ YÜKSEK

-Üstelik bankalar net bazda dış borç ödüyorlar. TL mevduatlarda ise artmıyor. İşin özeti para yok. Ağustos 2018’de 2.32 trilyon lira olan toplam mevduat bir yıl sonra 2.28 trilyona çıkabildi. Artış sadece 50 milyar lira kadar. Bunun içinde döviz mevduatlarının kur artışı ile faiz gelirleri de var.

-Düşürülemeyen mevduat faizinin yükü de kredi faizinin üzerine biniyor. Buna karşılık mevduat ile kredi faizinin birbirine çok yaklaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bankaların karı bu nedenle şirket karlarının altına indi. Yine de yüzde 25 düzeyinde kredi faizlerinin şirketlere yükü çok ağır geliyor.

FAİZ KADAR KAR MARJI YOK

-Çünkü yüzde 25 faizi ödeyebilmek için, aynı oranın üzerinde kar etmek gerekiyor. Öyle bir karlılık da çok az sektörde ve az sayıdaki şirkette var. Diyelim ki faiz indirim süreci sonunda kredi faizleri yüzde 20’ye indi. Bu da çok yüksek. Yüzde 20 kar marjı da yine çok az şirket ve sektörde var.

-Bireysel kredilerin ve tüketici kredilerinin faizi ise daha yüksek. Zaten iş dünyasının kullandığı kredilerin nihai faturasını azalan oranlarda da olsa tüketici ödüyor. Üzerine bir de kendisi kredi kullanarak tüketmekten ise kaçınıyor. Aynı kazanç marjı sorunu bireylerde de var. Yüzde 25 ücret ve maaş artışı olan herhalde çok az kişidir.

-Bu nedenledir ki tüketici kredilerin toplamı bir yılda 421 milyar liradan 403 milyar liraya indi.

-Bankacılık sisteminin toplam yurtiçine kullandırdığı kredi de 2.66 trilyondan 2.53 trilyon liraya geriledi. Bir yılda toplam kredilerde 133 milyar lira azalma meydana geldi.

ÖNCE TÜKETİME DEĞİL, BORCA YARAR

-Yaşadığımız sorunun adı özel sektör borç krizidir. Borç işinden kurtulmak öyle kolay değildir. Çünkü, rahatlıklardan ve alışkanlıklardan vazgeçmeyi, uzun bir süre kemer sıkıp borcu azaltmayı gerektirir.

-Faizlerin düşecek olmasının en büyük katkısı da burada ortaya çıkabilir. Borç ödeyen şirketler ve bireylerin faiz yükünü azaltarak borçları ödemeye teşvik eder. Faizde düşüş süreci ekonominin genelini pozitif etkiler, başta bankalar olmak üzere bütün sektörlerin de işine yarar.

-Yoksa faizlerde düşüşün başlaması hemen tüketimi, üretimi, yatırımı ve ticareti tek başına tetiklemeye yetmez. Bunun için faizde düşüş sürecinin devam etmesi, borçların azaltılması ve genel atmosferin de değişmesi gerekir. Yani faiz düşüşü önce tüketimi patlatmaz, borcu azaltır ve sonrasında tüketimi canlandırır diye beklemek lazım.

KARŞILIKSIZ ÇEK VE SENETLER NE DİYOR?

-Daha ortada borç ödeme gayreti görülmüyor. Yukarıda yer alan tablodaki yılın ilk yarısına ait çek bilgilerine göre, 15.6 milyar liralık çek karşılıksız çıktı. Bunun 2.5 milyarı karşılıksız çıktıktan sonra ödendiğinden, net bazda karşılıksız çıkan çek tutarını 13.1 milyar liraya indirdi.

-Bir önceki yılın aynı dönemine ait net karşılıksız çek tutarı ise 7.3 milyar lira. İlk yarı itibariyle bir yıllık artış 5.9 milyar lira veya yüzde 80 oranında ve çok yüksek.

-Benzer durum senetlerde de görülüyor. Protesto edilen senetlerin tutarı mayıs sonu itibariyle 5 aylık bazda 5.7 milyardan 8.9 milyar liraya yükseldi. Buradaki artış oranı da yüzde 55 düzeyinde.

Düzelmenin öncelikle buralardan başlaması lazım. 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp