Top
Abdurrahman Yıldırım

Abdurrahman Yıldırım

ayildirim@htgazete.com.tr

16/05/2023

Boş tencere iktidarı niye götüremedi?

Meclis seçimi tamam, çoğunluğu Cumhur İttifakı kazandı. Erdoğan’ın yüzde 49.5 oy oranıyla tam kazanmanın sınırına ulaştığı Cumhurbaşkanlığı seçimi ise ikinci tura kaldı.

➔Mecliste çoğunluğu sağlayan Cumhur İttifakı iki hafta sonraki seçime bunun avantajı yanında ele geçirdiği psikolojik üstünlükle girecek. Mucizeler olmaz ve bu sırada büyük hatalar yapılmazsa Erdoğan kazanacak.

Ne kadar farkla kazanacağını ise ikinci tura katılım oranı belirleyecek. Ne yapsak kazanamıyoruz diyen seçmenin sandığa gitme firesi muhalefetin oy oranını belirleyecek.

➔Yüzde 5’i geçen oy oranıyla ilk turda asıl kazanan aday Sinan Oğan’ın ise iki ittifaktan hangisine destek vereceği iki aday arasındaki oy farkında belirleyici olacak.

Yüksek enflasyon, geniş kitlelerin alım gücünün azalması, gelir dağılımının bozulması gibi ekonomik zorluklar yanında büyük depremdeki gecikmeler ve eksikliklerin daha avantajlı kıldığı muhalefet, vaat bolluğuna rağmen seçimleri kazanamadı.

➔Bunun nedenlerini değiştirmesi, kendini yeniden anlatabilmesi için, artık zaman da çok sınırlı.

GÜVENLİK VE TENCERE ARASINA SIKIŞMAK

➔4 Mayıs’taki “Bakalım tencere seçim kaybettirecek mi?” başlıklı yazımızda konuyu işlemiştik. Demirel’e ait “Boş tencere iktidar götürür” sözünün doğruluğunu 14 Mayıs’ta test edeceğimizi belirterek şunları kaydetmiştik:

➔”Erdoğan 2007’de oyunu artırarak seçimleri kazandığında kendisine başarısının neye bağlı olduğu sorulmuştu. Yanıtı “Yüzde 70 ekonomi” olmuştu.

➔Gerçekte o yıllar Türkiye ekonomisinin sıçrama yaptığı, enflasyonun tek haneye indiği, kişi başına gelirin ilk kez 10 bin doları bulduğu dönemdi.

➔Aradan geçen 15 yıla karşılık kişi başına gelir hala 10 bin dolarda. Enflasyon ise yüzde 40’ın üzerinde ve geçmiş seçimlerin 4-5 katında.

Dünyada enflasyonu en yüksek ilk 10 ekonomi arasındayız. Gıda enflasyonunda ise ilk 5’teyiz.

➔Geniş kitlelerin alım gücünü eriten, tasarruf etmeyi cezalandıran, gelir ve servet dağılımını bozan, yoksullaşmayı artıran kısaca geçim zorluğu yaratan yüksek enflasyon ekonominin baş belasıdır.

➔Ekonomideki durumun herhalde iktidar tarafı da farkında ki, kampanyasında büyük projeleri, güvenlik ve kutuplaşma politikalarını ön plana çıkardı.

➔Seçmen 14 Mayıs’ta galiba “güvenlik” ile “tencere” arasında bir tercih yapacak, değişim isteyip istemediğini gösterecek.”

GÜVENLİK KAYGISI TENCEREYİ YENDİ

➔Seçimlerde netleşen tablodan gördük ki, seçmen iyice kutuplaştırılmış ve “güvenlik kaygısına” düşmüş ve çoğunluğun tercihi güvenlikten yana olmuş.

➔Kalabalıklaşmasına karşılık muhalefetin oylarının artmamasını, milliyetçi partilerin oylarının yükselişini ve Erdoğan’ın yüzde 50 sınırına dayanmasını buna yoruyoruz.

Şüphesiz seçim sonuçlarında tencere sorununu muhalefetin anlatım şekli, anlatımın aktarım mekanizmaları ve kısıtlı medya gücü de önemli rol oynadı. Muhalefetin bu konularda dezavantajlı olduğunu belirtelim.

➔Sonuçta kutuplaştırılmış seçmendeki “vatan güvenliği” kaygısı üstün geldi ve soğanı, eti kısaca boş tencere sorununu yendi.

➔Bu aşamada seçimle ilgili büyük belirsizlik geride kaldı. Kimin kazandığı büyük oranda belli gibi.

➔Belirsizliklerin daha azalmasında ise iş, 28 Mayıs sonrasında başlayacak 5 yıllık icraat döneminde ekonomide yeni bir sayfa açılmasına kalıyor. Seçim sonrası dönem böyle bir fırsat sunuyor.

➔Mevcut bakanlar milletvekili seçildiğinden muhtemelen yeni kabinede olmayacaklar. Yeni bakanlar olacak.

➔Ekonomiyle ilgili atanacak yeni bakan izlenmek istenen politika konusunda bir fikir verecektir.

➔Rasyonel ekonomi politikalarından yana icraatlarıyla tanınan 2018 yılı öncesinin eski bakanı Mehmet Şimşek’in öne çıkarılması buna bir işarettir. Olur veya olmaz göreceğiz.

SEÇİM EKONOMİSİ MİADINI TAMAMLADI

➔Biz son dönemde uygulanan tüm ekonomi politikalarının tek amacının seçimleri kazanmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Uygulama Eylül 2021’de enflasyon yükselme eğilimindeyken politika faizlerinin düşürülmesiyle başladı ve 1.5 yıldır sürüyor.

➔Ancak seçimi kazanmaya yönelik politikaların seçim sonrasında miadını doldurmasından ve uygulama maliyetinin yüksekliğinden dolayı yürürlükten kaldırılmasını bekliyorum.

➔Uygulanacak yeni politikanın ise hemen her şeyi kontrol etme alışkanlığından dolayı tam rasyonel ekonomi politikasından ziyade bunu yakınsayacak bir politika olacağını tahmin ediyorum.

➔Yakınsayacak ki bir işe yarasın, ekonomide belli bir düzelme olsun, iç ve dış ödemeleri çevirecek dış kaynak akışı başlasın ve ilk gelecek genel seçimlerde Hazine’de harcayacak para biriksin.

➔Aksi takdirde ekonomi daha kötüye gider ki, tencere de, tava da boş kalır. Uzun süreli güvenlik kaygısı ile seçmenin karnı doymaz. Günü geldiğinde Demirel’in sözü doğrulanabilir de.

➔“Nasıl olsa seçimleri kazanıyoruz, ekonominin bir önemi yok” denilirse muhtemelen karşılaşacağımız durum bu olur. Ama bunu beklemiyorum.

Önünde 5 yılı bulunan ve seçim kazanma becerisi yüksek bir iktidar, pekala enflasyonu düşürebilir ve bunu seçmene kabul ettirebilir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp