Top
Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

06/08/2020

Nasıl da sıvışıyor

Şu saate kadar dikkatlice izledim.

Hoplayıp zıplayanların, ağzını açmayanların, savunanların, eleştirenlerin, görmezden gelenlerin, ‘bırak birbirlerini yesinler’ diyenlerin, gazlayanların röntgenini çektim.

Kulak verin de anlatayım.

Konu malum İstanbul Sözleşmesi.

Bir taraf ‘iptal edilsin’ diye ses yükseltirken öbür taraf ‘iptal ettirmeyiz’ diye yırtınıyor.

İptalini isteyenler, bu sözleşmenin Türk aile yapısını bozduğunu, ahlaksızlığı teşvik ettiğini falan iddia ediyor…

Aralarında ‘din elden gidiyor’ diyenler bile var! Bu işin kampanyasını yürütenlerin tek derdi Ak Parti’nin altını oymak. Gözleri öylesine dönmüş ki, Erdoğan ve ailesini görülmemiş bir sinsilikle itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Hakaret ve küfre varan çok ama çok çirkin bir dil kullanıyorlar. Hadi eğip bükmeden söyleyeyim; dindarları ve muhafazakarları Erdoğan’a karşı kışkırtmayı amaçlıyorlar. Kanımca Davutoğlu’ndan ihaleyi almışlar. Bilmem anlatabildim mi?

Gelelim sözleşmeyi canla başla savunuyor gibi gözükenlere. Gerçeği söylemek gerekirse aslında pek de umurlarında değil İstanbul Sözleşmesi. Dertleri çok başka!

Bir taraftan ‘iptal edilirse kadın cinayetleri artar, kadına şiddetin önüne geçilemez’ diyorlar, öbür taraftan da ‘keşke iptal edilse’ diye dua ediyorlar.

Zira günün sonunda, kadına yönelik her şiddet olayı ve cinayette ‘sorumlusu sizsiniz’ diyecekler.

Diyelim ki iptal edilmedi, o vakit de ‘muhafazakâr camianın Erdoğan’la arasının açılacağını’ düşünerek mutlu oluyorlar.

Anlayacağınız her iki şartta da kazançlı çıkıyorlar.

Ucuz ve bir o kadar da kirli siyaset.

Neyse, biz gelelim meselemize.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddeti önlemek maksadıyla 11 Mayıs 2011 tarihinde dönemin bakanları tarafından imzalandı. Sonra meclise geldi, bütün partilerin desteğini alarak 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi.

O oylamada bir tek ret çıkmadı.

İmzalandığı günden bu yana kim bilir kaç kadın cinayeti oldu?

Kaç kadın şiddet gördü?

Yine o günden bu yana bu sözleşme üzerinden bir tek kişi bile çıkıp ‘din elden gidiyor’ demedi.

Peki bugün ne oldu?

İzah edeyim.

Dün Oda TV’de bir video vardı. Algı ve çarpıtma videosu; bir muhabirlerine hazırlatmışlar.

O kadın muhabir, İstanbul Sözleşmesi üzerinden Ak Parti’yi, o günkü bakanlarını, milletvekillerini dövüyor. Sanırsınız ki Oda TV’ciler de İstanbul Sözleşmesi’ne karşı.

Muhabir ablamız, Sözleşmenin altında imzası olan bakanların tek tek isimlerini verip, o gün bu konuda söylediklerini aktarıyor. Bir bakan hariç. Kim dersiniz?

Tabii ki Ahmet Davutoğlu. Yani? İstanbul Sözleşmesinin mimarı, Türkiye’ye alıp getireni, bayrak yapıp sallayanı!

O sözleşmenin altında Davutoğlu’nun imzası var, oylanırken de mecliste.

Ama ablamız, tek bir kez bile adını geçirmiyor. Bu konudaki tek bir demecine de yer vermiyor. Şehit düşen MİT mensubunun ismini tüm Türkiye’ye hatta dünyaya yayma gayretini düşünürsek, bu konuda ustaca uyguladığı karartmaya hayret etmemek imkânsız!

Davutoğlu adına ve namına operasyon çekiyor anlayacağınız. Çünkü İstanbul Sözleşmesi tartışmaları çok bilinçli bir proje.

Dün sevgili Salih Tuna, Davutoğlu’nun ipliğini pazara çıkardı; hem de belgesiyle.

Bugün Abdurrahman Dilipak’a telefonda ‘İstanbul Sözleşmesini okumadım’ diyen Davutoğlu o gün neler söylemiş neler. Öve öve bitirememiş. ‘Benim eserim’ diye caka satmış.

İmdi; madem ki İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açıldı, o halde Ak Parti kendisini hedef alan bu konuda meselenin üstüne üstüne gitmekten çekinmemeli.

Behemehal görevlendirsin bir Genel Başkan Yardımcısını, çaldırsın bütün partilerin kapısını. Ne dediklerini ne istediklerini dinleyip, tutanağa geçirsin. Ardından da kamuoyuyla paylaşsın. Millet de görsün.

Ve son bir not.

Ak Parti’nin aile, inanç ve değerler konusundaki hassasiyetini bilmeyen mi var?

Barolar Diyanet İşleri Başkanı’nı LGBT üzerinden linç ediyordu da siz sırra kadem basmıştınız, unuttuk mu?

Sözleşme dediğiniz nedir yahu, gerekiyorsa yırtıp atarsınız.

Ama dert İstanbul Sözleşmesi değilse?

O vakit de çekilen operasyonu faş edersiniz.   

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp