Top
26/05/2023

Yüreklerdeki Menderes acısı

Türkiye, 63 yıl önce 27 Mayıs 1960 tarihinde askeri bir darbe yaşamıştı. Darbenin zeminini CHP ve elitleri hazırlamıştı. 27 Mayıs darbeleri kurumsallaştırdı. Ülkemize ağır maliyeti oldu. 14 Mayıs 1950 yılında seçimle işbaşına gelen ve üç kez üst üste seçim kazanan Menderes ve iki bakanı darbeciler tarafından idam edildi. Ülkeyi on yıl boyunca kalkınma hamleleriyle önemli bir noktaya getiren Menderes ve arkadaşları, Yassıada'da kurulan düzmece mahkemelerde yargılandılar, insanlık dışı zulüm ve işkencelere maruz kaldılar.

Çok partili hayatın demokratik seçimle iktidara gelen ilk başbakanı olan Menderes'i ve arkadaşlarını asan darbeciler alçaklıkta sınır tanımamışlardı. Demokrat Partililere yapmadıkları zulüm, atmadıkları iftira kalmamıştı. Bunlar yetmiyormuş gibi işledikleri cinayeti ve yaptıkları zulümleri bir bayram olarak kutladılar. 1963 yılından itibaren 27 Mayıs günü 'Hürriyet ve Anayasa Bayramı' olarak 20 yıl boyunca kutlandı.

Darbe geleneğini miras alan zihniyet sonraki yıllarda da aynı darbe yöntemlerini kullanarak sandıkta yenemedikleri siyasetçileri iktidardan indirdiler. Yalanlar, yolsuzluk iddiaları, irtica ve gericilik suçlamaları darbelere zemin hazırlanmak için kullanıldı. Yassıada zihniyeti gerilemekle birlikte bugün de varlığını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde CHP yandaşı genç bir akademisyen yaptığı paylaşımda "Bırakın anlaşanı, bu iktidara göz kırpanı bile tarumar edeceğiz" ifadesini kullanması bu zihniyetin devam ettiğinin en son örneklerinden sadece biri. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık iktidarı boyunca sayısız defa Menderes'in akıbetiyle tehdit edildi. Siyasetçi, gazeteci, sanatçı, sendikacı, yazar ve sözde aydınlar defalarca 27 Mayıs'ı hatırlattılar.

Peki 27 Mayıs'a nasıl gidildi? 14 Mayıs 1950 tarihinde alışık oldukları iktidarı kaybetmeyi hazmedemeyen CHP ve elitleri bunalımlı bir döneme girmiştir. Muhalefetin nasıl olduğunu bilmedikleri için yeniden iktidara gelmek için halkı Menderes ve arkadaşlarına yönelik olarak kin ve nefretle doldurmuşlardı. Yassıada yargılamalarında DP'li milletvekili Mükerrem Sarol kendilerine yönelen nefret sözlerini şu ifadelerle anlatıyordu: "Hızlarını ve hınçlarını Meclis kürsüsünde alamayan muhalefet hatipleri, yurdu bir uçtan bir uca dolaşarak, yalan ve tezvirler saçarak memleketi kapkara hale soktular. Bir kısım dergiler, gazeteler, broşürler aile şeref ve haysiyetlerinin celladı haline gelmişti. Devlet ve hükümet başkanlarından, mebusuna kadar iktidar mensupları her fırsat ve her vesile ile çirkin hakaretlere maruz bırakıldılar." Sarol'un sözleri bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve arkadaşlarına yönelik olarak sürdürülüyor. 27 Mayısçılık bir zihniyeti temsil ediyor ve maalesef bu kötü alışkanlığın bugün de temsilcileri var.

Adnan Menderes ve arkadaşlarına bağımsız politikalar uygulamanın bedelini ödettiler. Menderes, Bergson'a bir beyanatta "Türkiye'nin kendine yeter hale gelmeye ve Amerikan yardımına ihtiyaç duymayacak kadar kuvvetlenmeye azmettiğini" söyler. İktisadi alanda da bağımsızlık mücadelesi verir. İçişlerimize müdahale etmek isteyen Dünya Bankası temsilcisini ülkemizden kovar. Darbeyi yapan cunta ise subayları tasfiye etmek için NATO'dan 12 milyon dolar alır. Menderes, Türk parasının basımını ülkemizde başlatan kişidir. Türk parası İngiltere, ABD ve Almanya gibi ülkelerde basılıyordu. 1951'de Menderes banknot matbaası kurulması talimatı vermiş ve 1958 yılında faaliyete başlamıştır. IMF'yi ülkeden kovan, iktisadi bağımsızlık için mücadele eden Erdoğan'a karşı olanlar işte bu Yassıada zihniyetidir.

Türkiye 27 Mayıs darbesinin yıldönümünde tarihi bir seçime gidiyor. Bir tarafta o dönem darbeyi yapan zihniyet, diğer tarafta darbeyi maruz kalanları temsil eden zihniyet var. 14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz Cumhur İttifakı'na Meclis çoğunluğunu verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise açık ara farkla yüzde 49,52 oy aldı. Milletimiz yarım kalan işi tamamlamak için 28 Mayıs'ta sandıklara koşacak. 27 Mayısçıların idam ettiği Menderes ve arkadaşlarını da düşünerek oy verecek.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp