Top
07/03/2023

6'lı masaya dönüşün kerameti

Kıskaca alındık, dayatmaya mecbur bırakıldık, ölüm ve sıtma arasında tercihe zorlandık, kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyaset, devşirme siyasetin hınk deyicisi, kirli pazarlıkları reddederek geldik, şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edildi, kişisel ajandalar uğruna mubah sayılan kuyruklu yalanlar, yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, hakarete uğradık, dişimizi sıktık, iftiraya uğradık, göğüs gerdik, linç edildik, yılmadık."

6 'lı masa sürecinde yaşadıklarını bu sözlerle anlattı Meral Akşener. Bunlara ilave olarak da; "üzülerek söylüyorum ki; geldiğimiz son noktada, dün itibarıyla, 6'lı masa, artık, millet iradesini, kararlarına yansıtma kabiliyetini, kaybetmiştir. Bu masa artık potansiyel adayların tartışabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıktı. Ne bir kumar masasında ne bir noter masasında olmayacağız" diyerek noktayı koydu.

6'lı masanın 2 Mart günü yapılan son toplantısından sonra Akşener'in yaptığı sert açıklamada sarf ettiği bu sözlerle masanın dağıldığına karar verilmişti. Ardından büyük gürültü koparıldı. Meral Akşener'e hakaret varan sözler sarf edildi. Dün İYİ Parti ve Meral Akşener için güzellemeler yapanlar, masadan kalkması üzerine demediğini bırakmadılar. Bazıları çirkin ifadelerle, iftiralarla saldırıya geçti.

İYİ Parti çevreleri ise Kılıçdaroğlu'nun adaylığının dayatılmasının yanı sıra masadaki diğer 4 partiyle milletvekilliği üzerinde pazarlıkların yapıldığını da ifade ederek, kendilerinin masadan dışlandığını savundular. Sonunda istifalara varacak kadar dalgalanmalar yaşandı.

Bu arada küresel çevrelerin, emperyalist merkezlerin medyalarında bu durum; üzgünlükle karşılanarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı 6'lı masanın başarısız kalacağının kaygısıyla ele alındı.

Yaşananların ilk saatlerinde attığımız bir twitte demiştik ki, " 6'lı masanın yaşadığı depremin hasarını onaracak irade ihtiyacına yönelik, küresel çevreler son bir hamle yapıp sonuç almaya çalışacaktır... 48 saat bekleyip, göreceğiz."

Gördük ki, 48 saatin sonunda Akşener 6'lı masaya döndü. Beraberinde Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarını da alarak, masaya dönmüş oldu. Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarının "icracı-yetkili" cumhurbaşkanı yardımcıları olmaları koşuluyla masaya geri döndü.

Önerdiği bu formülle Kılıçdaroğlu'nu tahkim eden, yetkilerini sınırlayan veya paylaşan, 2 "icracı cumhurbaşkanı yardımcısı" diyerek, masadaki diğer parti başkanlarının cumhurbaşkanlığı yardımcılığına yönelik beklentilerine karşı da bir hamle yapmış oldu.

Akşener, başından beri 2 belediye başkanından birinin aday olmasını isterken düşünmediği bu modelde adayın Kılıçdaroğlu'nun olması durumunda devreye sokulması isteği, Kılıçdaroğlu'na olan güven sorununu da aslında dışa vuruyor.

Ayrıca önerilen bu formüle göre Kılıçdaroğlu'nun kazanması halinde atayacağı bu 2 belediye başkanının görevlerinden ayrılmak zorunda kalacağından, bunun içinde anayasa da düzenleme yaparak, her iki görevi yapmalarının sağlanacağından ya da yerel seçime kadar bekleyip ondan sona atanacakları formüllerinden söz ediliyor.

Bu durumda çok savundukları eski parlamenter sisteme dönmek yerine mevcut sistemde güçlendirilmiş cumhurbaşkanı yardımcılığını ihdas etmiş olacaklar. Ayrıca halkın büyük çoğunluğuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanın kendi atadığı 2 veya daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısıyla kontrol edilmesi, yetkilerinin paylaştırılması, siyasetin en zor imtihanı olan; hırsın, ihtirasın, nefsin kontrolüne girmesini kaçınılmaz kılar.

Ayrıca Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi halinde buna harfiyen uyması da zor olabilir.

Ülke ve millet için muhtemel krizleri, kaosları getireceği aşikar olan böyle ucube modellerle, koltuk paylaşımında anlaşmazlıkları aşmak için böyle zorlama formülleri hayata geçirme çabası, Türkiye'nin bugüne ve geleceğine kötülüktür.

Bizi, hafızalarımızı 1980'lerin, 1990'ların; milletvekili, bakanlık pazarlıklarına, milletvekili transferlerine ve buna bağlı krizlere götüren bu son 48 saatin, Türkiye'nin geleceğine hiçbir katkısı olamaz.

Şimdiden yapılan koltuk çekişmelerinin, daha şiddetlisinin iktidarda yaşanması kuvvetle muhtemeldir. O zaman yıpratıcı etkisi şüphesiz çok daha kuvvetli olur.

Tüm bunların yanı sıra Akşener'in önerdiği bu formüle karşı masanın CHP dışındaki diğer 4 parti genel başkanlarının nasıl bir cevap verecekleri de merak konusudur.

Bu yazı kaleme alındığında, 48 saat sonra Akşener'in geri dönmesiyle toplanan 6'lı masada bu formülün ve bundan sonra atacakları adımların nasıl olacağının belirleneceği ve Kılıçdaroğlu'nun aday olarak açıklanmasının beklendiği toplantı devam ediyordu.

Her ne açıklanırsa açıklansın, 48 saat içinde neler değişti ki; "kirli pazarlıklar"," kuyruklu yalanlar" , "ölüm ve sıtma arasında seçeneğe zorlanmalar" unutuldu?

Hem değişimin nedenlerini merak ediyoruz, hem de özellikle; "kirli pazarlıkların" neler olduğunu, kim veya kimlerle girilmek istendiğini, nelerin teklif edildiğini bilmek istiyoruz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp