Top
02/04/2023

Varlıklının yoksula çoğun aza uzandığı el: Ramazan

Bir diriliş, uyanış ve yeniden anlamlandırış rüzgarının estiği; rahmetin yeryüzünde adeta görünür bir hal aldığı, yaratılış kodlarımıza rücu ettiğimiz bir Ramazan ayını daha idrak etmenin heyecanı içindeyiz. Bizleri Recep ve Şaban filtresinden geçerek bu mukaddes mevsime ulaştıran Rabbimize hamdolsun.

Evet Ramazan mevsimi ruhen ve bedenen yapılan bir sağlık taraması gibi tüm donanım ve sebeplerini beraberinde getirerek halimizi hatırımızı sormakta ve her yılı yeni bir başlangıç fırsatı olarak önümüze sunmaktadır. O nedenle, bir diriliş ve yeniden başlama fırsatı olarak görmeliyiz her uyanabildiğimiz günü. Ve bizi gafletten farkındalığa buyur eden davetçileri de nimet bilmeliyiz bu anlamda. Şimdi öyle bir davetçi yeniden çaldı kapımızı hamdolsun. Ramazan geldi, hoş geldi sevgili okurlarım. Biz de ona hoş görünebilenlerden oluruz inşallah. Recep ve Şaban ile bize ön terbiye yapan üç ayların üçüncüsü, gönül ufkumuzun incisi Ramazan ile telafi ve tedavi zamanı şimdi.

Sahur ve iftar menülerinden bahsetmiyorum elbette. Sahur yapacak bir sofra, iftar edecek bir hurma bulunuyor çok şükür. Rabb'im yokluğa düşürmesin! Fakat bir dönüşüm ve gelişim paydasında yerimizi alabilmektir kastettiğim. Hayat yorgunluğu ile gözden kaçırdıklarımızı, şehrin gürültüsünde duyamadıklarımızı yeniden hatırlama ve fark etme mevsimidir Ramazan. Ramazan, açık ve eski yaralarımızın dermanıdır. Ruhumuzun bedenimizle birlikte toksinlerini atma fırsatı bulduğu kutlu ve şifalı bir zemindir Ramazan. Mazlum ve mahrum coğrafyaları unutmadan; gözlerimizi kendi açlığımıza dikmeden bir yürüyüş zamanı şimdi. Rabb'im idrak ve ihya etme şuuru ve azmi versin hepimize inşallah.

Küskünlüklerin son bulduğu, olanın olmayanı hatırladığı; varın yoka, çoğun aza uzanma yolu olsun inşallah bu kutlu ay. Fakir ve nakıs yönlerimizi hatırlamak için ne güzel bir fırsat değil mi? "O" ye demeden yememenin, "O" yap demeden yapmamanın asil teslimiyetini ancak yaşayanlar bilir.

Hayır ve hasenatların arttığı, infakın hat safhaya çıktığı bir bereket rüzgârı eser bu ayda sokaklarda, evlerde. Buluşmaların bereketle, derin bir vakar ve anlayışla gerçekleştiği nadide bir zaman diliminde yaşamak ne büyük lütuf.

Elbette bu aya bırakılmamalı tüm bu güzellikler. Yapma alışkanlığını edinerek diğer on bir aya da sirayet ettirebildiğimiz sürece daha büyük bir anlamı olacaktır Ramazanların. Yoksa bir devre arası gibi dinlenip, durulup kalınan yerden devam edilecekse eksik kalır diye düşünüyorum.

Bir önemli ve hayati nokta olarak da Ramazan; kötü hasletlerin yanında tüm kötü alışkanlık ve "bağımlılıkların" da terk edilmesinde lokomotifidir ve bu özelliği ile de istifade edilmeyi beklemektedir. Gün boyu yaşadığımız oruçluluk hali, yemesi ve içmesi helal olan şeylerle bile aramıza mesafe koyarken haram olan ve bireyden içtimai hayata kadar tüm dünya varlığını tehdit eden zararlı alışkanlıklarla da aramıza set çekmemiz için fırsat olarak görülmelidir. Ruhumuza ve bedenimize zarar veren sigara başta olmak üzere tüm tütün ürünleri, alkol ve uyuşturucu maddelerin hayatımızdan bir daha girmemek üzere çıkması için "bu Ramazan tam zamanı" diyelim ve "niyetlerimizi" bu minvalde oluşturalım inşallah. İnsan bedeninin ve ruhunun zararına olan şeylerin ancak bu zararlardan beslenen küresel vampirleri ve zehir baronlarını memnun edeceğini unutmayalım!

Malum bu Ramazan'a büyük acılarla girdik. Vatanımız büyük bir seri deprem felaketiyle yasa boğuldu. Kayıplarımızla canımız derinden yandı/yanıyor. Unutulmayacak sahneler hiç gitmeyecek gözümüzün önünden. Ama bunu da atlatacağız/atlatıyoruz hep birlikte inşallah. O yüzden bu ay nereye nasıl yardımda bulunabiliriz diye çok fazla düşünmemize gerek kalmayacak sanırım. Depremzede kardeşlerimize, devletimizin yardıma koşan birimlerine, gönüllü dernek ve vakıflara her zamankinden daha çok yardım ve destek çabasında olmamız gerektiğinin farkındayız. Bu farkındalıkla elimizi -Ramazan rüzgarını da arkamıza alarak- taşın altına koyacağımıza inancım tamdır.

"Yiyip içtiğimiz ama israf etmediğimiz" sofralarda; evimizden sokağımıza, şehirlerimizden tüm Ramazan farkındalığı olan coğrafyalara ve hatta farkında olamayanlara kadar bu rahmet oksijeninin ciğerlere nüfus ettiği bir dünyada buluşabilmek ümidiyle...

Sağlıkla kalınız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp