Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

30/05/2023

‘Look at the tabela!'

14 Mayıs seçiminden sonra Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 4,6 puan önde olmasını futbol hocası Fatih Terim'den bir örnekle yorumlamıştı.

Babacan, Terim'in 8 puan geride olan takımı için söylediği "8 de kapanır 18 de" sözlerini hatırlatarak, "2,5 da kapanır, 12,5 da" dedi.

28 Mayıs'ta alınan sonuç ise bir başka 'Fatih Terim sözü'nü hatırlattı: "Look at the tabela!"

***

Son üç cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları şöyle:

10 Ağustos 2014 Erdoğan yüzde 51,79

24 Haziran 2018 Erdoğan yüzde 52,59

28 Mayıs 2023 Erdoğan yüzde 52,16

Erdoğan, Kovid salgınına, ekonomik dalgalanmalara, Rusya-Ukrayna savaşına, muhalefetin Avrupa ve ABD destekli kara propagandalarına, terör saldırılarına, büyük deprem felaketine rağmen 'destek' oranını korudu.

Daha doğru bir ifadeyle, bütün bu süreçleri doğru yöneterek, doğru mücadele ederek millete güven veren tek lider oldu.

İNCE TEK BAŞINA KAYBETMİŞTİ, KILIÇDAROĞLU 'HEP BİRLİKTE'...

2018 ve 2023 seçim sonuçlarına ilişkin bir kıyaslama dikkatimi çekti.

YSK verilerine göre, CHP adayı Muharrem İnce 14 milyon 951 bin 788 (yüzde 30,64) oy aldı.

Meral Akşener, yüzde 7,29;

Selahattin Demirtaş, yüzde 8,40;

Temel Karamollaoğlu yüzde 0,89 oy aldı.

Muhalefetin toplam oyu yüzde 47.22 oldu.

2023 seçiminde (resmi olmayan kesin veri); Kılıçdaroğlu yüzde 47.84 oy aldı.

***

İnce ile Kılıçdaroğlu'nun oyu çok farklı değil aslında.

Ama adil olalım.

İkisinin kampanyası arasında 'yüzde bin' fark vardı.

***

Muharrem İnce'nin karşısında 4 rakip, yanında ise sadece CHP vardı.

Onlar da arkasında durmadı, çalışmadı, yalnız bıraktı.

Kılıçdaroğlu'nun arkasında ise '7düvel' vardı;

ABD Başkanı Biden'ın desteği, ABD bilim çevreleri (!), İngiliz finans çevreleri (!), Almanya siyaset çevreleri (!);

Avrupa ve ABD medya organları;

Yurt içinde muhalif parti ve oluşumların tamamı;

Sağ/milliyetçi seçmenden oy taşıması beklenen İyi Parti, DP, Saadet partileri;

AK Parti'den oy devşirmesi beklenen Deva ve Gelecek partileri;

Kürt seçmeni ve sol, sosyalist, komünist çevreleri toplayıp getirecek HDP/Yeşil Sol Parti/Sosyalist İttifak;

Suriyeli göçmen karşıtlarını toplayıp getirecek aşırı sağ Zafer Partisi;

Kişisel oy getirmesi umulan Mustafa Sarıgül;

Ve kendisine oy vermeyecekleri ikna etmek üzere Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu...

Ayrıca 'aramızda kalmasın, kazanıyoruz' fırtınası estiren anketçileri(!) de unutmayalım...

Yine, siyaset dışı aktörler olarak terör örgütleri FETÖ ve PKK'nın da etkisini yadsımayalım.

Onlar da açıklamalarıyla, sosyal medya güçleriyle, iftira kumpaslarıyla destek verdiler.

En güçlü 'iç rakibi' Muharrem İnce'yi saf dışı bıraktılar.

***

Her biri olağanüstü çaba gösterdi.

Sonuç;

Muharrem İnce tek başına kaybetti.

Kılıçdaroğlu 7 düvel, 77 ittifakla kaybetti...

SEVİM KOŞ, KURULTAY VAR

CHP kurultayları genelde çok çekişmeli geçer.

CHP'liler ve CHP'liden çok CHP'liler bunu 'Bizde demokratik yarış var' diye izah eder-di...

Son bir iki kurultayda 'demokratik kurallar' değişti, Kılıçdaroğlu rahat seçilir oldu.

***

Şimdi yine bir kurultay var.

CHP'nin seçim nedeniyle ertelenen 38. Olağan Kurultayı, muhtemelen temmuzda yapılacak.

Kılıçdaroğlu 'bu-ra-da-yım' diye masaya vurdu. Ama İmamoğlu da 'değişim' videosu çekti.

Parti içinde Akif Hamzaçebi gibi 'deve dişi' isimler, homurdanmaya başladı.

Parti dışında, şarkıcı, oyuncu, müzisyen, yazar, çizer âleminden "Adaylığı dayattın böyle oldu, bari liderliği bırak" korosu hareketlendi.

İmamoğlu'na karşı Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kabul ettiren CHP yönetim kadrosu ise şimdilik sessiz.

İstanbul, Ankara, İzmir delegeleri etkili olacak.

Delegeler il örgütlerine mi bakacak, belediye başkanlarına mı?

***

İyi Parti de 24-25 Haziran'da kongre yapacak.

Akşener'in parlamenter sistem ve başbakan olma hayali suya düştü. Oy oranını korudu sayılır ama Muharrem İnce çekilmek zorunda bırakılmasaydı, nasıl olurdu?

Ayrıca Altılı Masa'dan önce kalkıp sonra yeniden oturmasıyla liderliğinin sorgulanması da cabası.

***

Muhalefet mahallesi siyasi kulisler, trafikler, atışmalar, tutuşmalar, bildiriler, tweetler mevsimine giriyor.

ERDOĞAN GERIYOR, KUTUPLAŞTIRIYOR!

"Onlar çocukları sevmiyor, biz seviyoruz."

"Onlar öğretmenleri sevmiyor, biz seviyoruz."

"Onlar bilimi sevmiyor, biz seviyoruz."

Bunları söyleyen Kılıçdaroğlu.

"Aramızda siyah beyaz kadar fark var" diyen de o.

Erdoğan'a oy veren çiftçiye, memura, maden işçisine, öğretmene saygı duymayan da Kılıçdaroğlu.

"Hâlâ iktidarın peşinden giden öğretmen varsa ben ona öğretmen demem" diyen de o...

***

"AKP-MHP faşizmine karşı Kılıçdaroğlu'na oy verilmeli" diyen terör örgütünün desteğini 'yan cebime koy' diye sessizlikle karşılayan Kılıçdaroğlu.

"FETÖ PKK iftira kumpasına uğradım, CHP de destek verdi" diyen Muharrem İnce'ye "Yapılanı kınıyorum, yanındayım" demek yerine, 'şarkılı tweet' atarak yanına davet eden de Kılıçdaroğlu.

***

Ama bütün bunlar üzerine, "Milleti ayırıyorsun, teröristlerle yan yana yürüyorsun" diyen Erdoğan kutuplaştırıcı! Millet bunu yedi mi?

ERDOĞAN'IN SÖZÜ MUHALEFETE ILHAM OLDU!

Erdoğan, "Öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek" dedi ya;

Muhalefet de 'aslında biz kazandık' havasına girdi.

Ben, Erdoğan'ın onları kastettiğini sanmıyorum!

MASAYI KURAN KALDIRSIN

Kılıçdaroğlu'nun Akşener'le birlikte kurduğu 'Altılı Masa'nın tek hedefi vardı:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni değiştirmek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e dönmek.

14 Mayıs'ta seçmen TBMM çoğunluğunu Cumhur İttifakı'na vererek bu kapıyı kapattı.

Dediler ki, "Olsun, biz bu teklifi getirdiğimizde AK Parti de isteyecek!"

28 Mayıs'ta da millet Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanı seçti, o kapıyı da kapattı.

Altılı Masa'nın kuruluş amacı ortadan kalktı.

Şimdi masayı ve bulaşıkları toplama zamanı...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp