Top
Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

27/01/2022

“Balık yedik... Tabii balık denilebilirse... Kalkan...”

Twitter'dan algı kampanyası, balıkçıdaki 'gerçek'le yıkıldı.

İmamoğlu, "Bir saatlik yemeği bana çok gördüler" dedi.

Eğer, seçildiğinde 'başkana özel menü ve antrikotu kaldırdım' şovu yapmamış, makam odasında 'tabldot çorba' videosuyla twitter seçmenine propaganda yapmamış olsaydı bunun bir anlamı olabilirdi.

O videoyu internette bulabilirsiniz.

İmamoğlu, makam odasında, koltuğundan kalkmış, sehpanın yanına oturmuş, önündeki tepside bir kase çorbaya kaşık sallıyor.

Videoyu çeken kişi -belki sözcüsü Murat Ongun- çanak bir soruyla başlıyor:

- Başkanım yemek bile iki toplantı arasında, değil mi?

'Değil mi' demese yeterince çanak olmayacak!

Başkan cevap veriyor:

- Evet yemek...

Çanakçı, sorudaki çanaktan tatmin olmamış, araya giriyor:

- Denebilirse...

Başkan durumdan memnun:

- Çorba içiyoruz. İşini seven insan mazeret üretmez.

***

Şimdi geldiği nokta şu: "Balık yedik... Tabii balık denilebilirse... Kalkan..."

Bunun videosu çekilmedi tabii.

Zira medya propagandacısı İsviçre'de kayak tatilinde!

Durum budur.

Salim kafayla düşünmek lazım.

İBB BİNASININ ÖNÜNE BAKIN, YETER

Önceki gün AKŞAM'da kar yağışı sırasında İBB'nin önünde çekilmiş görüntüleri haberleştirdik.

CHP'li belediye yönetimi 'yolları açtık, yaptık, bitirdik' mesajları atarken, belediye binasının kapısının önü bile kardan kapanmıştı, yolda insanlar araçlarını iterek ilerlemeye çalışıyordu.

Hadi başkanları balıkçıda kalkan yiyordu, 'çalışıyoruz' diye tweet atan diğer belediye yöneticileri hangi binada 'çalışıyordu'!

Propaganda sözcüsü ile birlikte kafile halinde İsviçre'den mi?

Kapısının önünü süpüremeyenin hangi sözünün geçerliliği var?

AKŞAM okusa uyanabilirdi

'Reklamın iyisi kötüsü olmaz' derler.

CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen müteahhit Ekrem İmamoğlu'nun beceriksizliklerini her gün haber yapsak, hoşuna gidecek.

O yüzden 'bu kadar da olmaz' dedirtenlerin dışında AKŞAM'da haber bile yapmıyoruz!

Çok geçmeden 'bu kadar da olmaz' haberine konu olacak bir 'eylem' veya 'eylemsizlik' üretiyor, diğer beceriksizlikleri onlarla birleştiriyoruz.

'İstanbul beton oldu' diye AK Parti iktidarını suçlarken, 'yahu bunu söyleyen müteahhit olmasa bari' demeyi bile bıraktık!

***

Kar meselesi sözün bittiği bir beceriksizlik, liyakatsizlik ve ehliyetsizlik örneği.

Kar mücadelesini Twitter'dan 'yönetti'...

'Kar geliyor, hazırız' diye tweet attı.

Ertesi gün biraz kar yağdı, uyarı verdi.

'Şu kadar tuzumuz, solüsyonumuz var, şu kadar bin personel ve şu kadar yüz araçla hazırız' dedi, yine Twitter'dan...

Sonraki gün 20 cm kar yağdı, bütün yollar kapandı!

Bir gün önce AKŞAM'da birinci sayfadan '20 cm kara hazır olun' başlığıyla uyarmıştık.

Aynada kendine bakmaktan ve Twitter'dan propaganda yapmaktan vakit ayırıp AKŞAM okusaydı, görecekti.

BANA GÖRE SORUMLULAR

İBB Başkanı İmamoğlu değil...

Onu, 'CHP seçmeni ne desen inanır, sorgulamazlar. Bak, yıllardır aynı oranda seçmenin oyunu alıyoruz, bir yere gitmiyorlar. İcraata gerek yok, kalp işareti ve romantik pozlarla hallederiz, HDP ve İyi Parti'nin yanına birkaç küçük partiyi de aldık mı, cumhurbaşkanlığı da tamamdır" diye inandıranlar sorumlu.

'Medya kampanyasıyla çözeriz' diyen ajansı, 'İki twitle hallederim, en büyük belediyeci benim' diyen propagandacısı, şakşakçıları, yandaşları, beslediği medyası sorumlu.

Bir de İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott sorumlu.

Zira, devlet ve diplomasi deneyimiyle, karda kışta İstanbul'un belediye başkanını yemekle meşgul etmemeliydi!

Hem de destek vereyim derken zor duruma düşürdü!

Bir sorumlu da vatandaş!

O yola çıkmayacaktınız!

O ana arterlerin, sokakların açılacağına güvenmeyecektiniz!

Hadi 'AKP kaybetsin' diye öfkeyle oy verdiniz, 2,5 yıldır 'becerilerine' de mi tanık olmadınız?

Bakın, 'ne de güzel konuşuyor, bakın da gazetecilik öğrenin' dedikleriniz bile 'vatandaş kar yağacağını bile bile neden yola çıktı' diye size saydırıyor!

***

Yine de Allah başka dert vermesin.

20 santim karda gidecek yol bulamadık, bari İBB Mezarlıklar Müdürlüğü'ne mukayyet olalım, yatacak yerimiz de olmayacak!

Şaka bu kadar...

YÖNETEMİYORSANIZ, UYKUSUZ KALMANIZA DEĞMEZ

O gece tipi altında yürüyerek eve giderken yolda kalan (zinciri de yoktu) bir tuzlama küreme aracının sürücüsü, "Abi tuzum bitti, ben bu yola neden girdim" diye hayıflanıyordu.

'Başkan' yine Twitter'daydı, AKOM'dan, belediye araçlarının yanından görüntüler eşliğinde 'çalışıyoruz' mesajları yayınladı.

İşi nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, yollara araç, insan yığmanız hiçbir işe yaramaz.

Benim yolda karşılaştığım zincirsiz ve tuzu bitmiş tuzlama aracı gibi yolda kalır, ancak yolları kapatır!

Ayrıca, böylesi bir beceriksizlik için uykusuz kalmaya da değmez, boşuna sabahlamış olursunuz!

ÖNDE GİDEN GAZETECİLER NASIL ÇİĞNENDİ!

CHP yanlısı yayın organlarını, gazetecileri izliyorum iki gündür...

CHP'nin izinden gidenleri, yandaşları anlıyorum.

Ama 'önde gidenleri' anlamaktan acizim!

"İmamoğlu balıkçıya gitmedi, eski fotoğraftı, AKP trolleri uydurdu" diye 'ahlaksız, vicdansız, gazeteci değilsiniz, dürüst olun' diye AK Parti'ye ve 'AK Parti yandaşı' diye sınıflandırdıkları gazetecilere saldırdılar.

'Yalan, yapmaz, yapmamıştır, o kadar avanak olduğunu sananlar avanaktır' dediler....

Tweetleriyle İmamoğlu'nun önüne yattılar...

Ey, muhafazakar Türk milletini 'göbeğini kaşıyan bidon kafalı, kıçını denize dönüp sahilde tavuk mangalı yelleyenler' diye aşağılayan 'büyük' gazeteci ve yazarlar!

Ey, ekranlardan 'AKP'ye 'din, iman, dürüstlük, kul hakkı' dersleri verenler!

Bari İmamoğlu'nun ne diyeceğini bekleseydiniz.

Gazetecilik yapıp arayıp sorsaydınız, yabancınız değil ki!

Niye önde gidiyorsunuz...

Bakın, çok sevdiğiniz cumhurbaşkanı aday adayınız hepinizin çanına ot tıkadı.

Üzerinize bastı geçti...

Tükürdüklerinizi size yalattı, tweetlerinizi sildirdi!

Bunca yıllık emeğinize değdi mi?

Yandaşlık bile asgari insani haysiyet, meslek ahlakı ve liyakat, asgari zeka gerektirir.

İSVİÇRE ALPLERİ'NDEN BİLDİRİYORUM, KARLA MÜCADELE BAŞARILI!

İBB'nin propaganda görevlisi, bir hafta önce 'mücadeleye hazırız' mesajı attığı kar yağışı gelip şehri kilitlediğinde, "Tuzun olmadığı iddiası trol uydurmasıdır. İstanbul'da olağanüstü bir kar yağışı ve olağanüstü bir mücadele var. Böyle zamanlar 'trol' ordularının ekmek teknesidir. Sıcak evinde oturup trollük yapanın değil, sahada mücadele edenin yanında olma zamanı" diye tweet attı.

Belediyenin önü karla kaplı olduğuna göre İBB binasında değildi.

Nerede mücadele ediyordu?

Benim tanışıklığım yok, ulaşamadım.

Tanıdık gazeteciler ulaştı.

İsviçre'ye, tatile gitmiş.

Gazeteci Cüneyt Özdemir, şu iki cümlesini paylaştı:

"Yurt dışından gelişmeleri takip etmek hiç zor değil."

"Benim ve eşimle ilgili bu bilgi (yurt dışında olması) özel hayatın ihlalidir. Bu bilgiyi kim verdi?"

?!..

Beni mazur görün; yüzsüzlüğe hala şaşırabiliyorum...

Ama eleman haklı.

Sözcüsü olduğu başkan da krizleri Bodrum'dan, balıkçıdan yönetiyor zaten!

O biraz daha ekabir, İsviçre'den görev başında!

İsviçre'de otelden, kafeden veya kayak merkezinden bakınca öyle görünüyor olabilir!

***

Ayrıca, Euro 15 TL, Frank 14,6 TL olmuş, belediye memuruna bile İsviçre tatili mümkün.

Son birkaç günlük tweetlerine baktım, sözcüsü olduğu İBB'nin Halk Ekmek büfelerinin önünden vatandaş fotoğrafları paylaşmış.

Her şey birileri için çok güzel olmuş.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp