Top
25/03/2023

Yavuz çıkış değil, yenilginin manifestosu

Yavuz çıkışlar, meydan okumalar vardır tarihimizde. Öyle ki, halim selim olsun diye Selim ismi verilen sultana "şiddetli, haşin" anlamında Yavuz dedik bu yüzden. Anadolu'da fitne çıkartıp, istila etmek için fırsat kollayan İran Şahı İsmail'e Çaldıran'da öyle bir cevap vermiştir ki, üzerinden beş yüz yıl geçmesine rağmen İran'ın kan döktüğü Suriye ve Irak gibi her coğrafyada Yavuz ismi halen mazlum halkların umududur.

Oysa Ağıralioğlu Yavuz Bey'in çıkışı adaşının duruşundan ne kadar uzak! Kazanmak için her yolu mubah görenlerin, "pusu kuranların", "terörün gölgesinde siyaset yapanların" otağını devirdi mi sanıyor bu zehir zemberek çıkışıyla? Yoksa çadırın eteğinde kendisine vazife verilmesi için bekleyen, beklerken de yandaki çadırlar duysun diye avazı çıktığı kadar bağıranlara mı benziyor hali? Kimse duymaz sesinizi Yavuz Bey. Neden mi?

Çünkü herkes bu avazın "yenilginin ilanı", söyletenin de genel başkanınız olduğunu çok iyi biliyor. Bırakın "bölücülüğün pazarlık masası" diye itham ettiğiniz dükkânın tezgâhtarlarını, teröristbaşına özgürlük isteyen dilindeki tükürük kurumadan masanızın adayı başında bitenleri dahi ürkütmedi sözleriniz.

Türk Milliyetçiliğinin ana karargâhı MHP'yi iktidara verdiği destek yüzünden türlü hile ve operasyonlarla bölmeye çalışanların geldiği son nokta bu. Sormazlar mı, 2019 seçimlerinde "İstanbul, Ankara ve Adana gibi pek çok kentte HDP'lilerle omuz omuza seçim çalışması yaparken aklınız neredeydi" diye?

HDP'liler Meclis kürsüsünde "bizim sayemizde o koltuklarda oturuyorsunuz diye parmak salladıklarında dilinizi mi yutmuştunuz" demezler mi adama? Madem masa güçlendirilmiş parlamento için değil Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için kuruldu, lideriniz masaya elleri havada teslim olup döndüğünde neden kalkmadınız?

Öyle görünüyor ki, Akşener seçim gecesi yapacağı konuşmanın işaret taşlarını döşüyor yollara. Mağlubiyetin hesabını CHP'den sorarken hedefinde yalnız Kılıçdaroğlu olmayacak. Binde 1'lik oyuna aldırış etmeden TBMM'ye gönderdiği Gültekin Uysal da gazabından kurtulmayacak. Kendisini ikna etmek için dil döken Davutoğlu'na ne yapar bilinmez ama boyuna posuna bakmadan karşısında diklenen Babacan'ı affetmeyeceği kesin.

Fakat Hassan Sabbah'ın müritlerini sahte cennetle kandırması gibi efsunlayarak peşine sürüklediği ülkücülerin öfkesinden kendisini kim kurtaracak?

Bu ideolojik sefalet ve seçmenlerini hayal kırıklığına uğratan fikri çöküş sadece İyi Parti'de değil üstelik. Saadet'le aralarında kıyasıya bir yarış var. 50 yıllık siyasi hayatını "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın" sloganına bağlayan partinin "bilge" başkanı Ayasofya'nın bir kısmını "turistlerin kullanıma" açmayı vaat etti. "Camiyi hükümet yeterince açamadı. Biz gelince tam açacağız" sözünün maksadı buymuş meğer.

Aylardır masanın altında üstünde ne var diye tartışıyoruz. HDP masaya Öcalan balyozuyla çöktükten sonra bunun pek bir anlamı kalmadı. Aslında "masaya uğrayanın akıl sağlığı neden büsbütün yok oluyor" bunu tartışmalıymışız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp