Top
04/03/2023

Millet can derdinde bunlar koltuk

İskenderun'un adeta haritadan silinmiş Meydan Mahallesi'nde yürüyorum. Eğer enkaz yığınları üzerinde etrafa saçılmış ayakkabılar, çantalar, bilgisayarlar, kitaplar da olmasa burada daha üç hafta öncesine kadar binlerce insanın yaşadığına inanamazsınız. Öyle ıssız, öyle soğuk.

Oysaki şimdi üzerinde yürüdüğüm bu evlerde çocuklar derslerini çalışıyor, anneler yemek pişiriyor, her bir mutfaktan İskenderun'un o güzel yemeklerinin kokusu yükseliyordu bir zamanlar. Şimdi ise sadece ölümün kokusu var havada.

Burasıyla birlikte beş mahallede daha devletin 10 yıl önce afet bölgesi kararı alıp, kentsel dönüşüm için devasa bir proje hazırladığını, ancak CHP ve TİP'li siyasilerin yalanları yüzünden mahkeme kararıyla durdurulduğunu hatırlayınca insan daha derin yaralanıyor. Üç kuruşluk siyasi menfaat yüzünden binlerce insan bugün toplu mezarlarda yatıyor. "Mutlu musunuz şimdi, istediğiniz oldu mu" diye haykırmak istiyorum. Fakat ne çare?

Şimdi yeniden bir hayat kurulur mu bu topraklarda? Elbette kurulur. Dünyanın ilk şehirlerinden birisi olan Hatay yeniden inşa edilir. Neler görmedi ki bu topraklar? Ne acılar, ne savaşlar ne yıkımlar. Gidenler acı bir hıçkırık gibi boğazımızda düğümlenecek daima. Fakat yeniden başlayacağız hayata.

Kılıçdaroğlu depremin ilk günü "iktidarla dayanışmayacağım. Hükümet enkazın altında kaldı" dediğinde, ülkenin yerel yönetimlerinin çoğunda iktidar olan CHP'nin deprem bölgelerinde arı gibi çalışacağını sanmıştım. Dünyanın en büyük şehirlerinden birisi olan İstanbul'un, başkent Ankara'nın, İzmir'in, deprem bölgelerinin sınırındaki Mersin ve Adana'nın CHP'li yönetimlerinin seferber olacağını bekledik. Fakat nafile.

İskenderun'da Tuzla, Fatih, Beykoz, Zeytinburnu; Hatay'da Konya, Defne'de Kocaeli; Malatya'da Başakşehir, Adıyaman'da Sultangazi ve Esenler Belediyelerini görebiliyorsunuz. Tüm Ak Parti belediyeleri 24 saat aralıksız çalışıyor. Fakat devasa bütçelerine rağmen CHP belediyelerini ufak tefek yardımlar dışında bölgede göremiyorsunuz.

Çünkü 13 aydır yaptıkları toplantılarında tek gündem "aday kim olacak, hangi partiye kaç koltuk düşecek?" Perşembe günü yine toplandı 6'lı masa. Sonuç? Koskoca bir kaos. CHP Saadet'in mihmandarlığında Kılıçdaroğlu'nu masaya sürerken, Akşener yine yan çizmiş. İyi Partili vekiller 6'lı olduklarını unutup "5'ten büyüğüz" diyorlar şimdi.

45 binden fazla insanımız can verdiği depremden sonra, yüz binlerce insanımız muhalefetin itiraz ettiği şehir hastanelerinde tedavi gördü. Yüz binlerce insanımız ise muhalefetin yapılmasına direndiği havalimanları sayesinde ücret ödemeden bölgeden tahliye edildi. Tüm bu gerçekler olanca çıplaklığıyla ortadayken, muhalefet bir iç muhasebe yapacağına birbiriyle koltuk için kavga etmeye devam ediyor.

İktidarın tüm gündemi ise depremin yaralarını sarmak, yeni şehirler inşa etmek, çadırlardaki milyonlara sıcak bir yemek, güvenli bir barınak bulmak. İktidar depremi bahane edip seçimleri ertelemek istiyor dediler. Cumhurbaşkanı 14 Mayıs'ta yapılacağını söyledi. İktidar depremi bahane edip EYT'yi çıkarmayacak dediler. Deprem bölgelerinde üç hafta boyunca görevlendirdiği tüm milletvekillerini süre dolunca TBMM'ye çağırıp EYT'yi çıkardı. Fakat 6'lı masa ikinci yılına giren pazarlıklarda hâlâ bir aday dahi belirleyemedi.

Deprem bölgelerinde ne mi oluyor? Enkazdan kurtarabildiği tozlu, kırık koltuklar üzerinde elemle oturan depremzedeler, Ankara'dakilerin koltuk kavgasını izliyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp