Top
26/05/2023

Kılıçdaroğlu, Kandil'in ‘tutum belgesi'ni kabul etmedi mi?

Seçimin birinci turunda seçimi kaybedip bir de Erdoğan'dan 5 puan fark yiyince Kemal Kılıçdaroğlu'nun dengesi iyice bozuldu. Her başarısız siyasetçi gibi mazeret üretip "mağduriyet" edebiyatı yapmaya başladı.

Kılıçdaroğlu, seçimin ikinci turuna "efendim, benim Kandil ile ne alakam var?" diye gözyaşları dökerek hazırlanıyor. Üç aydır Erdoğan'ın mitinglerde oynattığı videoları hiç görmemiş bir gazeteci de Erdoğan'a "Ben anlayamadım efendim, kim kimle ne video çekmiş ne konuşmuş" gibi saçma bir soru sorunca Kılıçdaroğlu "Bakın ey ahali, bunların dini imanı yok, hakkımda montaj videolar yayınlıyorlar" diye propaganda yapma fırsatı buldu.

Seçimler esnasında "hakikat" siyasi propagandaya kurban gidebilir. Taraflar haksız, yalan suçlamalardan da şikâyet edebilir. Haklı oldukları yanlar olabilir, haksız oldukları taraflar da.

Fakat Kemal Kılıçdaroğlu, HDP üzerinden Kandil ile geliştirdiği ilişki ve seçim ittifakını inkâr edecek durumda değil. Çünkü HDP'yle müzakere ettiği ve "bizim (6'lı masanın) mutabakat belgemizle uyuşuyor" dediği 11 maddelik HDP'nin tutum belgesi, madde madde Kandil'de hazırlanıp HDP'ye gönderildi. HDP, noktasına virgülüne dahi dokunmadan o belgeyi Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne koydu. Söz konusu 11 maddelik tutum belgesi, tek tek Kandil'in taleplerini içeriyordu.

Meclis'te kapalı kapılar ardından Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'nin bu 11 maddelik tutum belgesini kabul ettiğini bütün HDP yöneticileri dile getirdikleri gibi Kandil'e de durum bu çerçevede rapor edildi.

Şüphesiz şimdi itiraz edenler çıkacaktır. "Ama Kemal Bey, HDP'yle herhangi bir protokole imza atmadı" diyecektir. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu'na destek, bu 11 maddelik tutum belgesi üzerinden müzakere edildi. Ve üzerinde anlaşmaya varıldığı için HDP aday çıkarmadığını ilan etti.

HDP'nin önde gelen yöneticilerinden Pervin Buldan, Sırrı Sakık, Mithat Sancar, Sırrı Süreyya, Ahmet Türk ile Kandil'deki terör baronları, bu 11 maddelik tutum belgesindeki taleplerin kendileri açısından büyük bir zafer anlamına geldiği propagandasıyla Kemal Kılıçdaroğlu'na çalıştılar. Kılıçdaroğlu'nun kazanması için adeta varlarını yoklarını ortaya koydular.

Buraya kadar olan kısımda yanlış, iftira, saptırma nerede? Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na neyin iftirasını atmış? Kandil'deki terör baronları her gün ayrı bir video çekip Kılıçdaroğlu'na oy istemediler mi? Bunda "anlaşılmayacak" ne var?

Eğer derdimiz sahiden hakikat ise, sağa sola ya da tribünlere mesaj vermek değilse gerçekler gün gibi açık ve net.

HDP ve Kandil, Kemal Kılıçdaroğlu'na verdikleri destek sözünü havada bırakmayarak birinci turda güneydoğudan Kılıçdaroğlu'na yüzde 70-80 gibi yüksek oranda oy topladılar; dolayısıyla Kandil ve HDP, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları protokole sadık kalarak sözlerinde durdular. Bu gerçeği inkar edecek bir CHP'li ya da 6'lı masa üyesi çıkabilir mi?

Kandil'in desteğine rağmen 7'li koalisyon Meclis'te çoğunluğu sağlayamadı, Kılıçdaroğlu da Erdoğan'dan beş puan fark yedi. Yüzde 5'ten fazla oy alan Sinan Ogan'ın Erdoğan'ı destekleyeceğini açıkladıktan sonra Kılıçdaroğlu'nun 2. tur umutları iyice söndü.

Şimdi kalkıp "Ey ahali, bana montajlı videolarla iftira atıyorlar" demesi hiç inandırıcı değil.

Başta Kandil'in 11 maddelik protokolüne "evet" deyip yeni Sevr'e kapı aralaması, kaybedince de "bana iftira atıyorlar" diye feryat etmesi basit bir kurnazlık. Siyasette yenmek de yenilmek de vardır, ama önemli olan bütün sonuçları dürüst ve olgun karşılayabilmek. Sağa solu suçlamayı sürdürmek iyi bir veda biçimi değil Kemal Bey. Fakat size yakışıyor, o ayrı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp