Peşin satmış tüccar gibi umursamaz bir halde sıranın kendisine gelmesini bekledi HDP.

Ve nihayet "6'lı masa"ya oturdular.

Hoş Akşener'e göre öyle değil. Bu işlerin İP'le bir alakası yokmuş?!.. HDP, İP'le değil, masanın adayı ile masaya oturmuş.

İyi de bu masa hangi masa?..

Öyle ya Akşener'e; "masadan niye kalktınız?" diye sorulunca, "ben kalkmadım, masa kalktı" demişti...

Masa yine kalkmış, bu sefer de HDP'nin önüne konmuş olabilir. Akşener n'apsın?!

Lakin İP'in adayı, aynı zamanda masanın adayı değil mi?.. Dolayısıyla pazarlık olumlu neticelenirse By Kemal, İP'in ve HDP'nin ortak adayı olmayacak mı?.. Hangi ilkelerde değerlerde ortaklaşmış olacaksınız?..

Neyse canım, bunlar zor sorular. Aristo mantığıyla da, Descartes septisizmi ile de açıklanamaz.

Masa zaten yerinde durmuyor ki, zırt pırt kalkıp bir yerlere gidiyor!

Neticede By Kemal HDP'yi ziyaret etti ve pazarlık masasına oturdu...

Ardından açıklama yaptı. "Serbest siyasetin" önünün açılması gerekiyormuş.

"Serbest siyaset" ne menem bi'şeydir bilmiyorum. Bu ülkede siyaset serbest. Hatta terör örgütü ile organik bağın bile olsa Meclis'te serbestçe siyaset yapabiliyorsun!..

Ahmet Türk Diyarbakır'dan sesleniyor: "Bu Nevruz ve 'bu dönem' sayın Öcalan'ın özgürleşme dönemidir."

Özeti şu; Demirtaş yetmez, Öcalan da serbest bırakılmalı.

Görüşmeden sonra By Kemal, parti kapatmanın ve kayyum atamalarının yanlış olduğunu söyledi.

Ona göre YPG zaten terör örgütü değil!.. Terörle mücadelede sınır ötesi operasyonlara karşı olduğunu "tezkereye hayır" diyerek net bir şekilde ortaya koyan da CHP.

Terörist elebaşları da Kandil'den 6'lı masayı ve dahi By Kemal'i destekleyen mesajlar veriyor. Daha ne olsun. Birçok konuda mutabıklar.

Neticede 6'lı masa, PKK terör örgütünün siyasi aparatıyla masaya oturdu mu?..

Oturdu...

Oturmak için By Kemal'in 'aday olması' gerekiyordu.

Oldu mu?.., oldu...

Bugün "6'lı masa"da HDP ile yapılan pazarlığa itiraz edebilen var mı?

Yok...

Çünkü masadakilerin bir önemi yok.

Mekanın sahibi geldi, kavga bitti!..