Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimlerinden birine giderken siyasi partiler 'ittifak' pazarlığında.
Millet İttifakı'ndaki oyun: sandalye kapmaca...
Oyun tutarsa, (Ali Babacan'a göre) Batı, 'Aferin Türkiye'ye' diyecek.
Sadece Avrupa mı?
Türkiye'nin güneyini silaha boğan ABD ile taşeronları Kandil ve FETÖ de sevinecek...
Dikkat ettiyseniz yüzde birlik partilerin koltuk kapma telaşına karşın, yüzde 10'luk HDP'nin ne bakanlık, ne cumhurbaşkanlığı yardımcılığı gibi bir talebi var.
Bununla birlikte, bir siyasi parti olarak ülkeyi yönetmek, Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi için çalışmak gibi dertleri de yok.
Ülkenin savunma sanayi gelişsin, yollar, havalimanları açılsın, hastaneler yapılsın, ekonomi güçlensin, TOGG'a yenileri eklensin... Millet refah ve barış içinde yaşasın... Diyarbakır anneleri ağlamasın... Bunlar da HDP'nin ajandasında yok.
Görünen köy kılavuz istemez; HDP cephesinde bundan sonra göreceklerimiz, bugüne kadar gördüklerimizden farklı olmayacak.
Hal böyleyken, ülkücü' İYİ Parti, 'Apo'nun heykelini dikeceğiz' diyenlerle aynı safta, Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı yapmak için çalışıyor.
Masadaki her kafada ayrı bir tilki dolaşırken nasıl olacak da coğrafyadaki ateş çemberinde güçlü Türkiye olarak ayakta duracağız?
Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu olan HDP'nin hayali 'güçlü Türkiye' değil, tam tersine, koalisyonlarla çıkmaza saplanmış, yıpranmış, zayıflamış, fetret devrine girmiş, geçmişteki gibi at koşturacakları bir Türkiye'dir.
Hayaller Kandil ise gerçekler Türkiye.
Tarihçi Prof. Dr. Cemil Koçak geçenlerde sosyal medyada bir görsel paylaştı; mayıstaki seçime gönderme yapılan görselde, Türkiye ve ABD bayrakları karşı karşıya geliyordu.
Bu siyasi göndermedeki hakikat payının yorumunu okura bırakıyorum.
Kanımca bu tarihi seçimde Millet İttifakı bileşenleri birer figürandan ibaret.
Öyle olmasa 'Bizim oyumuz, yitirdiklerimizin intikamıdır' diyen HDP'li Sezai Temelli'ye, Millet İttifakı ortaklarının 'Siz kimden intikam alıyorsunuz' diye sorması lazım gelirdi.
Öyle olmasa 'AK Partiye oy verenler Kürt halkına düşmanlık eden ahlaksızlardır. Hiçbir Kürt'ün bu iktidara oy vermek, desteklemek gibi bir hakkı yoktur' diyen, Kürtleri tapulu malı gibi görüp diktatörce söylemde bulunan ırkçı faşistlere, şantajcılara söyleyecek iki çift lafları olurdu.
Saadetli Karamollaoğlu çıt çıkarmadı.
Ülkücü Akşener duymadı.
'Çapsız' Davutoğlu, 'Brütüs' Babacan oralı olmadı.
Atatürk'ün kurduğu partinin başındaki zat, zaten...
Siyasi amaç uğruna İYİ Parti'nin, Kandil'deki teröristlerin, FETÖ'nün, Saadet Partisi'nin aynı yola baş koyması rüyada görülse hayra yorulmazdı.
Neyse ki bu kâbusu doğru tabir edenlerden İYİ Parti milletvekili Yavuz Ağıralioğlu 'Bu pişmemiş aşı millete yedirtmeye çalışmak milletin karnını ağrıtmaktır' diyor, ancak, partisi adına değil, kendi adına konuştuğunu şerh düşerek.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğü uğruna canını feda eden Mehmetçiğe 'katil' diyenlerle birlikte yol yürüyecekler...
Bu ağulu aşı millete yedirecek misiniz?
