Memleketin enerjisini sömürdüklerine yazık...
Muhalefet partileri cephesinde bir yıldır (belki daha uzun süre) bir türlü 'belirlenemeyen Cumhurbaşkanı adayı'nı konuşuyoruz.
Olmayan bir aday üzerinden, adeta kafasız bir hayaleti konuşuyoruz.
Ne ironiktir ki olmayanı konuşarak bir yıl harcandı, olanı konuşmak için (seçime) iki ay kaldı.
Eldekiler de hani bulunmaz Hint kumaşı değilken mesele artık kepazeliğe dönüşmüş durumda.
Havanda su dövülerek gelinen nokta (Meral Akşener'in itirafıyla) altılı masanın bir 'kumar masasına' döndüğüdür.
(Ki Akşener, dün itibariye yeniden 'kumar masasına' oturdu.)
Dün bütün gün televizyon kanalları Akşener-Kılıçdaroğlu hamlelerini ve olası aday ihtimallerini konuştu.
Bu bir danışıklı dövüş olabilir mi; olabilir. İyi reklam yaptılar, deprem bölgesini unuttular.
Can derdindeki depremzedeler, mal derdindeki 'pazarlıkçılara' hakkını helal eder mi?
Yüzyılın felaketine uğramış bir ülke olarak bu rezaleti göğüslemek zorunda olmak, dayanma gücünü zorluyor.
'Yeter artık' diye haykırası geliyor insanın, yeter!
Daha seçim olmadan yaşattığınız skandallar, belirsizlikler, güvensizlikler yeter.
Aday belirlemekten aciz kifayetsiz muhterisler korosunun her biri bir tarafa savrulursa, yarın öbür gün, ülkenin hali nice olur?
Devlet katında atılacak her adım, alınacak her kararda altı kafanın ayrı ayrı balans ayarı beklenecekse bir arpa boyu yol alınamaz.
Sinemacılar bilir; kötü senaryodan iyi film çıkmaz.
Eskiler de der ki "Kem âlât ile kemâlât olmaz."
(Kötü, yanlış vasıtalar ile maksada/olgunluğa ulaşılmaz.)
YARALARI SARMAK İÇİN...
Neyse ki Türk toplumu bu 'başsız' muhalefetten daha izan sahibi ki depremzedelere desteklerini sürdürüyor, deprem yaralarını sarmak için sanat dünyası da elini taşın altına koyuyor.
Pek çok konser, tiyatro oyunu, sergi gibi etkinliklerden elde edilen gelirler bölgeye aktarılıyor.
Türk-İslam sanatının en önemli kolunu oluşturan hat sanatının nadide örnekleri deprem yaralarını sarmak üzere bir açık artırmada satışa sunuldu geçen hafta sonu.
Hat Sanatı Atölyesi'nin düzenlediği açık artırmada Davut Bektaş'ın "Muhakkak Besmele" eseri 146 bin liradan alıcı buldu.
Başka sanatçıların eserlerinin de satışa sunulduğu açık artırmada Hasan Çelebi'nin "Mevlamız" eseri 100 bin liradan, Ferhat Kurlu'nun "Hz. Musa Duası" 82 bin liradan satıldı.
Toplamda 71 eserin satışından iki milyon 111 bin 500 lira elde edildi.
Sahaflar cephesinde de hareketlilik var.
Üsküdar Belediyesi ve Üsküdar Sahaflar Çarşısı işbirliğiyle düzenlenen afetzedelere destek mezatında 300 kitap açık artırma usulüyle yeni sahiplerini buldu.
Müzayedede, Osmanlıca, Elvin, Hezarfen, Ekin, Kalender ve Kırkambar Sahaf ile Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk, Lütfi Bayer, Fatih Hündür ve Beşir Ayvazoğlu'nun bağışladığı 300 kitap açık artırma usulüyle satıldı.
Aralarında 18. ve 19. yüzyıla ait el yazması Kur'an-ı Kerim ve yazarından imzalı ilk baskı eserlerin bulunduğu mezattan elde edilen gelir, hiçbir kesinti olmadan AFAD'ın hesaplarına yatırılacak.
Kısır siyasi çekişmelerdense bu türden dayanışma haberleri daha faydalı.
(Not: Mezatlara katılmak isteyenler Twitter, Instagram ve YouTube üzerinden Kadim Sahhaf sayfasını takip edebilir.)
