İnsanı onaran yine insan...
Van'da seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan Suat Aslan, aileleriyle birlikte deprem bölgesinden gelen çocukları ücretsiz atlıkarıncaya bindiriyor.
İyilik ve merhamet içimizde doğan güneştir.
Hani İbrahim Peygamber'in yakılması için Nemrut emir verir...
Bulutlara kadar yükselen alevleri gören karınca, ağzında bir damla su, yangını söndürmeye koşar.
Karıncanın halini görenler "Sen şu ateşe hiç bakmadın galiba, ne kadar büyük, senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?" diye laf dokundururlar.
"Olsun" der karınca, "Hiç olmazsa safımız belli."
6 Şubat'tan bu yana deprem bölgesinde gecesini gündüzüne katıp çalışan gönüllü insanlar var; hala bölgedeler, dönmediler.
Enkazı kaldırmak, insanı onarmak için oradalar.
Yemek pişirmek, temizlik yapmak ve dahi sayısız günlük ihtiyacı gidermek için oradalar.
Tabi bir de enkazdan 'siyasi malzeme' çıkarmaya çalışan (sözüm ona) 'muhalif' kadrolar var.
Bölgede çocuklara tiyatro gösterisi yapan bir sanatçımızın söylediğidir: 'Sıcacık odamda koltuğuma uzanmış deprem bölgesindeki kardeşlerimin sıkıntıları hakkında bir şeyler yazmak meğer ucuz kahramanlıktan başka bir şey değilmiş.'
Şu an çorba pişiren, yaraları saran el, geçici konutlara çivi çakan usta, çocukları atlıkarıncaya bindiren seyyar satıcı bile 'klavye kahramanlarından' daha gerçek kahraman...
İnsanı yoran da onaran yine insan...
DEPREM VE SİNEMA
Büyük felaketler, milli afetler zaman geçtikçe, acıların küllenmesiyle birlikte milletlerin edebiyatına, sanatına da yansıyor.
Acı ve keder sözcüklere, notalara, resimlere dökülüyor ve hatta filmlere konu oluyor.
Yıllar önceydi; İstanbul Film Festivali'nde izlediğim bir film, 40 bin kişinin öldüğü 1990 İran depreminden izler taşıyordu.
Abbas Kiyarüstemi imzalı 'Zeytin Ağaçları Altında' adlı film, depremin yıktığı bir İran köyünde geçer.
Aralarındaki maddi uçurum yüzünden birbirine kavuşamayan ancak depremle birlikte herkesin maddi varlığını kaybettiği, eşitlendiği bir köyde, Tahire ile Hüseyin'in hikayesinin anlatıldığı film, gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir eser olma özelliğiyle çok beğenilmişti.
Kiyarütemi gibi bir duygu ustasının elinde çıkan Zeytin Ağaçları Altında, bugün 24 TV'de (17:20'de) yayınlanacak olan Kırmızı Halı programında ele alacağımız yapım olacak.
İlgilenenlere buradan duyurmuş olalım.
DEPREMZEDELER İÇİN SERGİ
Bu arada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 53 sanatçının 70 eseriyle hazırlanan bir karma sergi İstanbul'da, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde, sanatseverlerle buluştu.
Geliri, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen afetzedelere bağışlanacak olan sergi, Türkiye Diyanet Vakfı İstanbul Gönüllü Koordinatörlüğü tarafından gerçekleştiriliyor.
Acı hepimizin acısı, sadece o bölgenin değil...
Bu yüzden yaraları sarmaya yönelik her adım çok kıymetli.
YAŞAR KAPLAN ANILIYOR
Ve bir not...
28 Şubat darbe döneminde Türkiye'den Almanya'ya gitmek zorunda kalan yazar Yaşar Kaplan, uzun bir gurbetlik döneminin ardından, kansere yenik düşmüş ve bu yılın başında, 7 Ocak'ta vefat etmişti.
Kaplan, bir dönem çıkardığı dergiler ve yazdığı kitaplarla düşünce dünyamızın önemli simalarından biriydi.
Kaplan için yazar dostları bugün, Ankara'da, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi'nde, bir anma toplantısı düzenliyor.
Saat 14:00'te başlayacak olan programa D. Mehmet Doğan, M. Yavuz Ay, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Cengiz Kalkan, İbrahim Eryiğit, Sıtkı Caney, İbrahim Kaplan ve Arif Dülger konuşmacı olarak katılacaklar.
