Top
25/02/2017

Türkiye’de vejetaryen olmak zor değil

Türk mutfağı malzeme açısından o kadar zengin ki vejeteryan beslenme dahil her tür beslenme şekline uygun alternatifler var. Üstelik bu tarifler hem lezzetli hem de besleyici

Agresif bir yapım yok, iş dışında çok sinirli biri de sayılmam. Ancak kulaktan dolma ve hiç bir doğruluğu olmayan fikirleri, kendi fikirleriymiş gibi sunup, ısrarla arkasında duran ve sizinle neredeyse tartışmaya uzanacak diyaloglara giren insanlardan pek haz etmiyorum. Hatta agresifleşiyorum diyebilirim.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın davetinde karşılaştığım çok bilmiş bir hanımla, bu durumu bir kez daha deneyimlemiş oldum. Konumuz da şuydu: Türkiye'de vejetaryen olmak zor!
Evet kolay olmadığını biliyorum. Yurtdışında market raflarındaki sayısız seçenek, henüz bizde üretilmiyor ancak suyu mu çıktı bulgurla nohutun ya da araka ve bezelyenin?
Alternatifleri araştırmadan, elindeki mevcut malzemelerle en iyisini elde etmeye çalışmadan herhangi bir şekilde beslenmenin zor olduğunu düşünmek, bana göre yanlış bir yaklaşım. Çok çeşitli ve zengin malzemenin yer aldığı mutfağımızda, vejetaryan beslenme de dahil her beslenme şekline uygun alternatifler var. Ben bildiklerimden vejetaryan beslenme için birkaç protein zengini malzemeyi paylaşıyorum. Belki dünyada son yıllarda gittikçe popüler olan 'fleksitaryen' furyasına siz de katılır, birkaç gün denersiniz!

FLEKSİTARYEN NEDİR?
Fleksitaryen fleksi ve vejetaryen kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Fleksitaryen diyetini uygulamak daha fazla bitkisel ürün ve daha az et tüketmek anlamına geliyor. Bu sebeple et yemeklerine eş değer protein kaynaklarına, bu beslenme şeklinde fazlasıyla yer vermek gerekiyor. Vejetaryen olmayı deneyip başaramayanlar ya da et yemekten keyif alanlar için biçilmiş kaftan kısacası... Haftada en az üç gün etsiz beslenmeyi kendilerine görev edinip, o günlerde hayvansal ürün tüketmediğinde fleksitaryen olunuyor.

PROTEİN ZENGİNİ GIDALAR
Peki vejetaryan beslenmeye uygun protein zengini gıdalar hangileri mi? Yumurtaya listemin ilk sırasında yer veriyorum. Listenin devamı ise; bezelye, yeşil mercimek, firik bulguru, kinoa, kabak çekirdeği, badem, (kuru yemişlerin hemen hepsi), nohut, fasulye ve benzeri baklagiller, soya fasulyesi ve soya fasulyesinden elde edilen tüm ürünler. Süt ve süt ürünleri... Değerleri çok yüksek değil ama taze ıspanak yaprakları, kuşkonmaz ve brokoli de sebzeler içinden listeye ekleyeceklerimden.
Eğer vejetaryen olsaydım... Pesto sosu mutlaka salatalarımdan makarnama kadar hemen her şeyde kullanırdım. Yumurtayı omlet, çırpılmış, poşe edilmiş ve haşlanmış olarak bilumum şekillerde öğünlerime eklerdim.
Bir de yaz aylarında mutlaka Urfa'nın en ünlü yemeklerinden biri olan yumurtalı köfteyi yemyeşil otlarla soframdan eksik etmezdim. Çiğ köftenin içindeki kıyma olmadan, sadece bulgur ve kuru soğan, isot reçeli gibi tatlandırıcılar ile hazırlanan çiğ köftenin proteini ise yumurtadan ve bulgurdan geliyor.
Dere otlu yoğurt ile servis edilen peynirli kabak mücveri favorilerimden olurdu, bir de falafel veya çok uzaklara gitmeye gerek yok, Antep'in nohut dürümü! Zeytinyağlı yemeklerin hemen hepsi ama özellikle zeytinyağlı barbunya, kereviz ve baklalı enginar...
Yeşil salatalardan, karmaşık salatalara kadar hemen hepsi masamda yerini alırdı. Baklagilleri içine entegre ederek protein kaynaklarını güçlendirirdim.

Ameliyat sonrası yepyeni tarifler
Sırada ameliyat sonrası hakkımda en çok merak edilenler! Öncelikle geçmiş olsun diye mail atıp, kararımda destek olan herkese çok teşekkür ederim. Sağlık durumum oldukça iyi, enerjim yüksek ve mutluyum. Tansiyon, şeker ve uyku apnesinden eser yok!
Yeni tarifler oluşturup kendimi denek olarak kullanmakla meşgulüm bu sıralar... Sıvıların ardından püre gıdalar ile beslenmeye başladım bile. Füme somon ve avokado ile hazırladığım mousse tarifi açık ara en beğendiğim tarif oldu.
Merak edenler için keşfettiğim yeni lezzetlerin tariflerini de zaman zaman sizinle paylaşacağım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları